12 Eylül 2012 Çarşamba

Seksenler Dizisi ve 12 Eylül Askeri Darbesi




 Seksenler Dizisi Ve 12 Eylül Askeri Darbesi


         Seksenler dizisi, Türk televizyonlarında belki de en güzel, en tatlı dizidir. Dizi, Cumhuriyet sonrası geleneksel Türk mahalle yaşamını konu alır. Gelenek ile modernite arasında sıkışıp kalan Türk mahalle yaşantısı… Dizinin, ilk bölümlerinden itibaren bu mesajı net bir şekilde almaktayız. Bugünden baktığımızda özellikle 20’li yaşlarında olanlar için çok da uzak olmayan bir yaşam biçimi. Anne-babalarımızdan duyduğumuz ya da çocukluğumuzda şahit olduklarımızı gördük. Tek kanallı Trt dönemi, plak-kasetler, sokak arası futbol, esnaf muhabbeti, mahalle dedikoduları…Bunun yanında merhamet, dostluk, sevgi, muhabbet, yardımlaşma ve komşuluk…Bunların hepsi ayrı bir yazı konusu aslında.
             Dizinin kırılma noktası belki de 12 Eylül askeri darbesini işlemesi. Bu bence çok hassas bir mesele. 12 Eylül askeri darbesi 20. Yy. Türkiyesinin en önemli olayıdır. Aynı zamanda en büyük ızdırabı, acısıdır. Darbe, kırılmadır. 12 Eylül öncesi ve sonrası diye ayırmak gerekir belki de…12 Eylül halen etkisini devam ettirir. Müzikten edebiyata, sanattan bilime kadar bizim hayatımızı doğrudan etkilemiştir ve etkilemeye de devam etmektedir. Zira, halen darbe anayasasıyla idare edilen bir ülkede yaşıyoruz.
             Darbe ile 650 bin kişi gözaltına alındı. 1 milyondan fazla kişi fişlendi. 517 kişiye idam cezası verildi ve bunlardan 50’si gerçekleştirildi. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. 1000’e yakın insan kuşkulu bir şekilde hayatını kaybetti. Binlerce insan işkence gördü. Bilim durduruldu. Kitaplar toplatıldı. Tiyatrolar kapatıldı. Filmlere sansür uygulandı ve yasaklandı. Gazeteler ele geçirildi. Siyasiler tutuklandı. Kısacası, bir ülkenin yaşayabileceği en acı şey yaşandı bu topraklarda. 12 Eylül ve onun mimarları hiçte iyi anılmayacaklar.
         Şimdi, bu meseleyi nasıl işleyeceksiniz. Darbeyle ilgili binlerce proje vardır belki de. Filmler, belgeseller, kitaplar, tiyatro oyunları, paneller, sempozyumlar, bilimsel çalışmalar. Burada dizi senaristleri ve ekibine büyük iş düşüyordu. Gerçekten de bu acıyı ironi ile anlatmak çok zor olsa gerek. Fakat, gerek 12 Eylül’e giderken gerekse 12 Eylül çok yerinde aktarılmış. Bence, darbeyi yaşayan insanların psikolojisi çok iyi anlatılmış. Birçok insan kargaşanın durduğuna, istemeye istemeye sevinmiş olabilir. Ama dizide bu gidişin hiçte iyiye gitmediği güzel aktarılmıştı. En önemlisi de yarım kalmışlıklar... Herkesin hayali vardı belki de. İlk buluşmalar, evlat mutluluğu, üniversite kayıt heyecanı, çok istediği işi yapma isteği, memleketin geleceğini düşlemek… Darbe, her şeyden önce insanların hayallerineydi belki de. Bunu hakiki vuruculukla ve aynı zamanda ironi ile anlatmak büyük beceri ister. Seksenler  dizisi bunu iyi gerçekleştirdi…

Bazen, acılarla dalga da geçmek gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder